Uzakta Bir Yerde

 Hayatın ne kadar tuhaf olduğunu düşünüyorum yine. Ne olacağını nereden nereye gelebileceğini kestiremiyorsun bile.Arkaya dönüp baktığında nelerin değiştiğini. Nelerin kırıldığını,döküldüğünü..Nelerin bütünleştiğini..Çoğunu tahmin bile edemiyorsun hem de.Çok değil kısa bir zaman öncesine bile gitsen uçurumlar oluyor çoğu zaman.Ve bu uçurumlar sırf bulunan noktalarda değil; ruhunda,hayata baktığın o gözlükte oluyor asıl.Büyümeyi öğreniyorsun.Sevmeyi.İnanmamayı.Ayakta durmayı.Ve hayatta tek olduğunu .Ne kadar annen,baban,kardeşin,arkadaştan öte arkadaşın olsa bile yalnız değil misin?Yalnızlıktan kastettiğim dışarı çıktığında kimseyle oturamaman ya da başına bir şey geldiğinde kimsenin koşmaması değil. Kimsesizlik değil. Aldığın nefeslerin sahibi senin olman.Yaşadığın şeylerin imzasını senin taşıman.Omuzlarında kendi hayatının yükünü taşırken önünde durduğun ve uzunluğunu bilmediğin o yolun sahibinin senin olman .Hepimiz kendi dünyamızda yalnız değil miyiz sanki? Hepimizin kimseye açamadığı gizli bir dünyası yok mu? Hayalleri,sırları..




Ben sık sık durup arkama bakarım.Nereden nereye gelmişim diye.Neleri atlatmışım diye.Geçen yaz mesela.6 ay ama çok şey değişti.Ev aramamız.Orada yaşananlar.Annemle babamın hiç olmadığı kadar ciddi boyuta gelmeleri.Şimdi bunlar yok.Ama o zaman biri çıkıp   şu anı anlatsa umutla bakmaya çalışırdım ama inanmazdım.Şimdi ise umutla bakmaya inandırılan değil,umutla baktıran oldum .
Son zamanlarda tabiri caiz ise "Hayatı hissediyorum." Liseden mezun oluyorum ya kendimi hayatıma dair bir şeyler yapmak için sorumlu hissediyorum.Artık senin hayatın başlıyor canım diyorum azimlenmek için.Ya Lys 'yi feci iyi yapıp  üniversiteye bu seneden gidebileceğim  ya da bir  sene daha hazırlanacağım .Şu 1 ayda elimden gelenin fazlasını yapıp çalışsam da yeterli gelmiyor ki.Ama   bir daha ki sene de şu an kampüste oturmak istiyorum mesela.Herkesin istediği gibi.Ama azının istediği kampüste oturduğu gibi.Ah bir gitsem üniversiyete.Ooo.Yalnız şu an acayip gaza geldim gidip delice ders bile çalışabilirim .Tamam o kadar da değil kabul.  





Hayatta en güzel şey ise baharın gelmesi bence.Ohh mis.Genç olduğunu hissediyorsun.Huzuru hissediyorsun en önemlisi. Baharın tadı bir başka ya.Böyle ne serin ne sıcak.Giyinmek bile zevkli. Yaz geldi artık aslında.Cıvıl cıvıl . Hele de deniz,kum,güneş üçlüsü.Arkadaşlarla her gün dışarıda olmak.Eğlenmek güzel bir kere ya.Ruhiz de yazın burada hem.Lise de bitti.Bu yaz beni evde otturabilene aşk olsun vallaha.Deseler ki MaviGöz le çıkacaksın bak gel otur evde. Yok ben almayayım amca.Üstü kalsın hatta.O iş tamam olsun da ben ayarlarım dışarı çıkmayı da.


N'parsın özgürlük başa bela bebeğim ;)

Orda olma burda ol


Anlatmaya devam edeyim. Uzunca anlatmaya da yoruldum artık o da başka bir boyut tabii.
Kuzey aradı geçen beni buluşalım diye,babamın dükkanına geldi,sonra bize yemeğe.Ve tabi bu esnalarda uzuuun uzuuun konuştuk . Öncelikle konuştuğumuz konu benim bir arkadaşımın ona yazmasıydı.Ve bununla bağlantılı olan can alıcı İkinci konu ve uzun süredir gündemimizden düşmeyen konu ise benim onun arkadaşlarından biriyle asla çıkamamdı.Ya da onun benim arkadaşlarımla..



Nuh diyor Peygamber demiyor Kuzey. Artık çaktırmamaya çalışarak ağzını aradığım yetmezmiş gibi şakayla karışık açık açık sordum.Kesinlikle ve kesinlikle onun arkadaşlarından biri bana bakamazdı.Çünkü ben onun kardeşiyim ve arkadaşlarının da kardeşiydim. Yaa ama olmamalı . Örnek de verdi yalnız örenek de cuk diye oturan benim 15 dakika kahkaha atmama sebep olan örnek: "Örneğin MaviGözle sen çıksan onun ağzına sıçarım." Zönk!!! Mavigöz ve ben . Ahahaha . İçimden geçenleri okudun be kuzicim.Ama yanlış okudun.Sıçmıcaktın tebrik edicektin.oldu mu şimdi ! Bütün umutlar sönüverdi birdebire.
Durun durun daha yetmedi bakın neler olmuş.Kuzey:   
 -Kar yağdığı akşam Esmerle geldiniz ya.
-Eee.
-MaviGöz size bakıp "çok güzel kız" dedi.
- Haa :o  ( Evet,biliyordum ayyy canım benim ya.)
-Ben de "ne diyorsun oğlum.Sıçarım ağzına" dedim.O da "yok be oğlum kuzenine değil yanındakine dedim. " dedi. Yani Esmer'e ..
-+%^/?!$#?!%$#&+%^/?!$#?!%$#&. Haaaaa. ESMER ' E  . MAVİGÖZ . Hahahaha  ÇOK KOMİK
-Ben de olmaz dedim öyle şey. 
-Evet olmaaaaaz .(olmaz o benim yaaa . )
-Tabi canım .
-Söyle MAviGöz'e olmaz!!!!! ( ben varım ben )
- Tabi olmaz kızım. 
-Yok yani olabilir ama Esmer'in sevgilisi var.
-Kızıım olmaz. Zaten dedim ben ona "Ben buna cevap vermiyorum bile . Git kuzenime sor bakalım ne cevap vercek sana . "
-Yaaaaa . (bana mı gelip sorcak . hahahaühühühüh )

Normalde böyle bir durumda insanın ağlaması gerekir herhalde.Ama bana hiçbir şey olmadı.Gerçekten.Yani arada en yakına arkadaşım olduğu için değil.Bilemiyorum.İçimde bir şeyler oynamadı.Kırışıp dökülen bir şey de olmadı. Sadece bakmak anlamında beğeniyordum biliyorum hiç daha ötesi de olmadı.Zaten olabilmesi için doğru düzgün bir muhabbetimizin olması gerekirdi. Takıldığım nokta Esmer'in adının geçmesi değildi. Kuzenimin tutumuydu. Şimdi zor olan onları gördüğümde ne yapıcak olmam. 
Neyse MaviGöz umut edecek bir şey de kalmadı artık.Biliyorum senin de bana duyguların var.Öyle olmasa da çaktırma şşşşt . Seninle geçiremediğimiz o güzel dakikalar için yine de sağol canıııım.Mucuk . 

Ne Garip Adam


Upuzuuun bir süredir yazmak istiyordum;ama malum vakit.Lanet olasıca Ygs vakti.Neyse sınavı yazıp da moralimi bozmayacağım. Çok değişik şeyler oldu geçen gün.Ama bunu anlatabilmem için kısa bir özet geçmeliyim sanırsam:
Şimdi benim bir kuzenim var. Biz onla kardeş gibi büyüdük. Benden 3 yaş büyük.Lafın gelişi daha doğrusu alışkanlık  Kuzey abi diyorum ben ona.Haberleşip sürekli buluşuyoruz falan.Geçen sene de bir gün indik yine çay bahçesine.Orda arkadaşlarıyla oturduk.Tabi ben tanımadığım insanlara zor açılan biriyim/dim . (artık öyle değil.) Oturduk falan.



En yakın arkadaşı Mavi göz de orda .Bana birkaç soru falan sordu konuştuk.  Tabi ben şimdi olsa daha güzel cevap verirdim:).Öyle biri ki baktığı an etkileniyorsun.Benim de bir erkek de ilk dikkat ettiğim nokta bakışlarıdır.Allahım sana yan gözle bile baksa dağılırsın yani.Acayip sıcak bakışları var.Gözlerinin içi sıcacık.Ama balık burcu erkeği olduğu için arkadaşlarına bile öyle bakıyormuş.Yani bir kıza öyle bakıyorsa hoşlanmak anlamında değilmiş.Bak bak sen.Ben onu orda gördüm göreli göresim geldi sürekli .Yaz oldu,bahar oldu görmek istedi canım.Tabi -uzağı göremediğim,gözlüğümü dışarıda takmadığım ve halaa lens alamadığım için-doğru düzgün konuşamadık. Faceden arada girip baktım profiline ama . Şimdi yarıyıl tatilinde üniversitelere tatil girdiği için de Kuzey de o da geldi.İçimden dedim bu bir fırsat! 
Geçen hafta güzel beldemize kar yağdı.Üff 2 yıl sonra çok güzeldi.Dershaneden çıktık her yer bembeyaz.Eve giderken teyzem aradı annenle de konuştuk sahile kar oynamaya gitcez diye.Uçtum ben de havalara tabi.Gittim eve.Annemle çıktık dışarı.Ben havalardayım ama oleeey kar oynıcaz diye. Neyse indik aşağıya dediler oturalım çaybahçesine sonra oynarız.Ağzınıza sıçıyım sizinle gelene zaten.Tam gircez çay bahçesine köprüden geçerken benim salak kuzenim düştü.Başladı 17 yaşında kız ağlamaya.Ağlaya ağlaya giriyor içeri.Annemle yine sinirimiz bozuldu tabi.Arkadan yürürken bir baktım ki Benimkiler orda! Girdik içeri kapı girişine oturduk .Onlarda en sonda.Ben tabi hemen çay bahçesine 2 dk kala oturan kardeşim gibi olan insanlardan Esmer'i aradım "gel hadi kar oynayalım".

Tamam dedi.O arada onlar da dışarı çıktı. AsılKuzey ile konuştum . Çıktım ben de dışarı anneme dedim Esmer ile buluşçam ama bağıra bağıra.Daha demin salak kuzenimin rezilliğini örterim edasıyla.Gitim meydana.Aldım Esmer'i.O da sevgilisiyle kavga etmiş incek diye(o hikaye de ayrı uzun).Biraz kar oynadık ama laf olsun diye.Ben onun moralini düzeltmek için atıyorum o beni güldürmek için. Mesaj atması gerekiyordu.Çay bahçesinin kenarına gittik dokunmatik ekran çalışsın diye.Bizimkilerin de hizasındayız o arada .
Ben de bir moral patlaması yaşandı tabi o arada.


MaviGöz çıkmaz mı dışarı.Bize doğru gelemye başladı.Geliyor geliyor.. arkamızdaki annesine geldi tabi.Kuzey abi de çağırdı bizi masaya.Ben de yok dedim Esmer'in sevgilisi kızmasın diye.Bana birşey söylicekmiş o yüzden gitmek zorunda kaldım o arada da Mavigiz içeri doğru yürüyor.Ben önde o arkada! Girdim içeri konuştuk ayak üstü.Ben böyle mutluluk daha doğrusu umut kanatlarıyla çıktım dışarı.Sonra biz biraz daha takıldık Esmerşle.o eve çıktı ben oturdum annemlerin yanına.sonra Kuzey abim çağardı beni dışarı. Çıktım tabi koşa koşa..


Devamı sonraya kahkahalı günleeer size,bana ve herkese :) 

Bir anda her şey yıkılabilir .

Hayal kırıklığı en zoru bence.tam bir şeyi düzeltmeye çalışırsın yeniden başlarsın sıkıca kendine emin olarak ayağa kalkarsın.Ve sen tam istemişken ayakta kalmayı tekrar düşersin. Kalktığında ki o mutluluğu bozmamak için elinden geleni yaparsın halbuki. Garip bir mutluluk yayılır bütün hücrelerine.Bundan sonra dersin herşey bambaşka olacak akıllanırsın.Ama boşuna..
 
İşte ben de bunu yaşıyorum.Ygs-Lys öğrencisiyim.En yakın arkadaşlarım aynı imkanlara sahip olmamıza rağmen daha iyi yapıyor.(lar).Çünkü çalışıyorlar.Gerçekten hak ediyorlar.Bense çalışmıyordum.Çalışmadığım halde kötü bir durumda değilim.Ama gerçekten yeterli değil.Heleki psikoloji gibi bir bölüm isterken.Artık gerçekten çalışmaya karar verdim ve geçen pazardan beri  çalıştım en azından düzenli test çözdüm.Yani ipleri tam anlamıyla elime almıştım ve daha da sıkı tutucaktım.Fakat hafta sonu olduğumuz lys denemesi berbat geçti.50 soruluk matematik bölümünde herkes 10 boşum var diye üzülürken ben 10 soru cevapladım.Ama edebiyatım iyi geçmişti.En azından ben öyle sanıyordum.Bugün sonuçlar açıklandı ve berbat kötü yapmışım.Ben her zaman yanlışlarımı gören bir insanım.Kendimle sürekli konuşurum.Kendimi sürekli ölçer,biçer,tartarım.Başarılı olmamamın sebebinin çalışmamak olduğunu biliyorum.Vicdanımın rahat olmadığını da.Ama bu sınavda kötü yapmamam gerekiyordu.Eğer yaparsam sınıf düşecektim.Ve yaptım.Sınıflar daha açıklanmadı ama eğer iki kişi düşecekse biri ben olacağım.Aslında bunu en başından anlatayım en iyisi:
liseye kadar hep çok çalışan ve başarılı olan bir öğrenci oldum.Ama lisede durumlar değişti ne çalışan bilen biri oldum sorumluluğa kalacak kadar kötü oldum..Ortadaydım yani.Bu son sene olduğu için dershane yazın erken başladı tabi. Sınıf belirlemek için bir sınav olduk ve ben bir şey bilmediğimi biliyordum.En düşük sınıfa düşeceğimi de.Kankim ve iki arkadaşım en üst sınıftaydılar. Bu durumu asla kıskanmadım.Kıskanmayı da kıskananları da sevmem ben. Buruklaştım ama onlar için de kendim için sevinmiştim. Sil baştan çalışacaktım.Neyse bir ay geçti ve tekrar deneme olduk. Vee en üst sınıftakilerden bazılarını bile geçerek çok iyi bir derece yapmıştım;ama iki sınıf birden atlatmadıkları için ikinci sınıfa çıktım. neyse dedim olsun.Fakat geldiğim sınıf acayip soğuk insanlarla doluydu keşke en düşükte kalsaydım diye bile söylendim.Neyse 1 ay sonra tekrar sınav oldu ve en üst sınıfa çıktım. 
Durum böyle yani..
Mesele en üst sınıftan düşmem değil ikinci sınıfa düşmem o insanlarla olmam.Ben insanları kolay tanıyabildiğim için bir kere soğduysam tamam .Nadirdir ısındığım.Ön yargı değil gözlem.
Dün de bugün de konuştum rehberlikçe tamam anladım normalde iki kişi düşürcez ama belki bir kişi düşürürüz dedi. onun öyle demesi ve bizimkilerin de senden başka düşçekler var demesiyle moralim yerine gelmişti. Çıkışta herkes gittikten sonra otobüse binmekten vazgeçirip beni dershaneye geri götürdü kankim Kumral .  Önce rehberlikçi Dilek hocayla  sonra da Ahmet hocayla konuştum.Ama Ahmet hoca nesnel davrancaz demesin mi Yani düşürceğize getirdi.( Bu son sınıf çıkma-inmeydi belki diğer sınavda çıkılabilirdi.). Benim başladı alt dudak titremeye gözler dolmaya hocaya tmam diyip indik merdivenlerden kapıda döküldü bütün yaşlarım .Gittik parka oturduk. Kumral olmasaydı zor dururdum. Herşey yarınki karar bağlı yani
ders çalışmam her şey yolunda gider,ders çalışmaya karar veririm sorunlarım çıkar ve sınavda bir bok da yapamam ben böyle iştee. O sorunlar da durduk yere çıkıyor sanki. Takılıyor aklıma canımı sıkan şeyler çalış çalışabilirsin ver aklını verebilirsen..

Où sont les citations?

Ojelere hayranımdır.Bayılırım ojeli dolaşmaya.Ama her ojeyi de sevmem mesela sarıymış,turuncu yeşil falan tipim değil ama;
Kırmızı,pembe,açık mat mavi,parlament mavisi,bordo,french bunlara bayılırım.Özellikle de kırmızı'ya can noktam yani.
İlk başlarda beceremiyordum.Alıyordum fırçayı başladım sürmeye ama gören de atlı kovalıyor sanır öyle böyle değil.Yanlarına taşardı tabi,pamuk alırdım taşan kısımları silmek için o zaman da tırnağımda mayyoşmuş oje ve pamuklar olurdu yani daha da beter olurdu.Ama artık  kaptım bu işi . Tırnaklarımı şekle sokmayı da becerebiliyorum . Tabi dakika da bir kırıldıklarını saymassak.Bu yazki tatilde hele nasıl kırıldılar anlatamam yani.Bir de ben dipten kesemem asla! Olmaz yani yok mutlaka biraz olcak . Neyse yarın sınıftaki kızlarla toplancaz,bugün de ilk orucumu tutabilcem sonunda ,ee ojesiz de dolaşmıyorum dedim en iyisi french yapıyım.Kışın denemiştim becerememiştim bu sefer yapabilirim belki diye. Teyzemin ojeleri onlar da .Aldım koyu beyazı bir özen bir özen yaptım uçlarını.Kurumasını bekledim bir yandan Something Borrowed (ödünç sevgili) 'yi izlerken.Hakkaten de yaptım yani güzel oldu da. Şeffaf beyazını sürmeye geldi sıra.Kapağını döndürüyorum,sıkıyorum,penyenin içine koyup döndürüyorum yook açılmıyor. Ağzımla döndürmem gerekiyor biliyorum.EE oruç? Denedim mecbur çünkü bugün bu french olacaktı.Açtım kapağı, orucuma da bir şey olmadı.Tat falan yoktu yanii.En güzel tırnağım olan sol serçeden başladım ki başlanmıyor.Sürülmüyor.Macunlaşmış!Evet,o kadar uğraştığım heveslendim şeyin ojesi oje değil.Varlığı yokluğu belli olmayan şeffaımı sürdüm  o da  manikürün yarım kalmış gibi duruyor.Ellerim hüsrana uğramış bir şekilde kaldım resmen .Altadıldım ,kandırıldım.Ama inadım inat akşama ya da yarına alıp yapcam hem de daha güzeli ve daha tazesiniiiiiii! .
Not: 319 flormar getirmek isteyenlere kapım açık; köşeyi dönünce solda !,,
Bu kadar french oje demişken ERKEK DEDİKODUSU 'na bayıldım .Hayatımda hiçbir kitabı bu kadar çabuk bitirmemiştim.Çok zevkli,çok eğlenceli.1 günde bitiyordu da dedim dur yavaş.Mutlaka şiddetle öneririm .Hayatınıza biraz mola vermeye ne dersiniz?  

KATİL FİLMLER çok yakında vizyonda

Bence bütün filmler,şarkılar hepsi suçlu.bizi mutlu sonlara inandırıyorlar.ben de dahil birçoğu inanıyor bu mutluluk sarhoşluklarına...
http://fizy.com/#s/1aima5

siz hiç gerçekte gördünüz mü filmlerdeki gibi bir aşk.ben göreceğime inanıyorum.inanmak istiyorum.neden olmasın belki ben de 80' lerimde hadi hiç olmadı 40'ımda elele dolaşabileceğim bir kocaya sahip olurum .gözlerimiz hala parlıyordur.hala martıların sesi içimizde bir şeyleri kıpırdattıyordur.balon gördüğümüzde hala uçmanın zevkini en derin noktalarımızda hissediyoruzdur.ben hala dondurma yemeyi beceremiyorumdur ,o bana hala  gülüyordur.gidip papatya almıştır belki yine bana . belki de   hala aldatmamıştır beni.kendini.. belki hala sadece beni rimelleri akmış bir vaziyette görmüştür gözlerini açınca. sırf bende bu ayrıcalığı tatmıştır. belki? belki hala nefes bile almadan seviyordur  beni.peki seviyorsa niye aldattı? yok yok papatya misali iki seçenek var:

-seviyordur.
-aldatmıştır.
ikisi birden olamaz ya.gözü benden başkasını görmüyorsa ne diye öbür kadını gördü.benim sadece onun olmamı istiyorsa o ne diye başkasının oldu.ne diye benim dokunduğum çehresine başkasına dokundurttu.ne diye başkasının olup geldi karşıma? 
ne diye bir de gelip 
-sarhoştum,hatırlamıyorum.
-çok pişmanım.
-bir anlık boşluğuma geldi.
- ben sana aşığım.
dedi bana .beni tanıyıp da nasıl dedi bunları.biliyordu beni.alamazdım onu artık . dokunduramazdım başkasına değmiş gözlerini gözlerime, başkasının dudaklarının tadını almış dudaklarını dudaklarımda dolaştıramazdım. istemezdim başkasının bedeninde gezmiş o kocaman ellerini bedenimde ve çarptırmazdım bir anlık bile olsa başkası için çarpan kalbi için kalbimi.
olmazdı.olamazdı.işte bu yüzden diyorum ya katil olan filmler,şarkılar.  
peki ya  siz hiç gördünüz mü aldatmayan bir erkek.ben göreceğime inanmıyorum.inanmak istiyorum.
bir kerecik de olsa "bu filmdeki kişiler ve olaylar tamamen gerçektir" yazısını görmek istiyorum.  


ve en sonunda esas oğlanla esas kız bütün engelleri aşıp, kavuşup öpüşüyorlar.  MUTLU SON .  ay ne güzel.